PALMARES 1974
Haluk Bey ve Sevim Hanım’lı Préparatoire yıllarımızdan bazı kareler yer alır 74 Palmarès’inde,
Hüzünlü masumiyet zamanlarına götürür bizleri,
Atahan’cığımızın sevgi dolu kalbi düşer aklımıza,
Yüce kardeşimizin bilgeliği,
Serdar’ımızın komik halleri,
Ali’mizin derinliği,
Bütün hesapları alt üst etmeye yeter.
Söz konusu 74 Yıllığında ilginç bir liste de yayınlanmış :
Frère Pasteur-Musée (1920) ; Frère Pasteur-Econome (1924); Frère Etienne (1932); Nilüfer Tüzel (1945); Fikret Ilgaz (1943); Frère George (1949); Frère Honoré (1948)’nin SJ’de göreve geliş tarihlerinin eskiliği bizleri şaşırtıyor.
Müzede görevli olan Frère Pasteur, Cumhuriyet’in kuruluşu öncesi 1920’de okula giriyor ve 1974’de halen Saint Joseph’de.Müzeye yıllarca önemli katkılarda bulunmuş ve birçok kaynakta Frère Pasteur’ün “deniz kabukları” üzerine uzmanlaştığının bilgisine ulaşıyoruz.
1974’de aramızdan Prix d’Exellence’ a layık görülen tek isim bugün de bizi pek şaşırtmıyor:
HAZIRLIK II’de üsteki resim 75 Palmarès’inden, alttaki benim koleksiyondan…Aynı resim ama ters basılınca, sağdakiler sola, soldakiler sağa geçmiş…
1976/1977/1978/1979 PALMARES’LERİNDEN:
Ayaktakiler (Soldan sağa) : Topaloğlu, Eresin, Kazgan, Kutsal, Ünalan, Yüceege. Oturanlar (Soldan sağa) : Gezgin, Sözeri, Batur, Daldal.
SepkenAyaktakiler: Serdar Öcal, Dönmez, Özülkü, Keleş, Kanlı.Oturanlar: Günebakan, Emir, Darende.
7ème veya 8ème;
Kaan Taşman ve Murat Gezgin Frère George’un Boutique’inin önünde poz vermişler.
Boutique’de halen bir itiş kakış sürdüğüne göre, zil çalmış, Frère George Préau’nun içindeki gizemli kapıyı, el yapımı kocaman bir anahtarla açıp, yüzeyleri eskilikten parlamış, sektirmeye kalkınca en az iki adam boyu sıçrayan basket toplarını öğrencilere dağıtmış ve Boutique tarafına geçerek, açma, peynirli pide, beze, Lion gofret ve Çamlıca gazozu dağıtımına başlamış.
Selim Boyana erken davranmış olmalı ki, arka planda yarım da olsa arkası dönük şekilde açma veya peynirli pideleri götürdüğü anlaşılıyor.
O yıllarda ülke yine zor zamanlardan geçiyor, fakat Kaan’la Murat’ın olaylara “fransız” oldukları her hallerinden belli, tıpkı arkalarında yer alan ince gövdeli ağacı koruyan fransız stili demir konstrüksiyon gibi:
ZAFER KABATEPE KOLEKSİYONU
Yıl 1981… Veda yılımız.
Belli ki son maçlara çıkılacak ve son kozlar paylaşılacak.
Üzerlerinde zincirlerin sallandığı yeşil voleybol direklerine isabet eden sert şutların çıkarttığı şangırtıyı kulaklara kazımak isteyen bir avuç futbol sevdalısı, çizgi ustası Erol Altan’a bu afişleri hazırlatırlar…
11 A ekibi dinamik topçu havasını fotoğrafa yansıtabilmişken, 11 B’ler amca oğullarının düğününe halay çekmeye giden ekip görüntüsü vermiştir.
Sanki Erol da bu güç farkını hazırladığı afişlere yansıtmış, Dragons’u ne kadar NBA havasında betimlemişse, Eagles’ı o kadar gariban işi tutmuştur.
Sonuç tahmin edildiği üzere 11 B yarı finalde eleniyor ve 11 A finale yükselerek şampiyonluk maçını bir 10 ème takımıyla oynuyor.
Hakem: Kerim Kazgan.
Maçın gerisini Emre Günebakan’dan dinleyelim: “Kerim faulleri sürekli olarak 11 ème’lerin lehine veriyor, 10ème ekibi ise sürekli itiraz ediyordu, sonunda Kerim dayanamayıp “oynayın lan, erkek oyunu bu futbol” deyince millet gülmeye başladı ve 11ème A maçın sonunda galip gelerek 1981 Yılının şampiyonu olmuştu.
AHMET SÖZERİ ALBÜMÜ
KAAN TAŞMAN ALBÜMÜ
REHA ŞEREMET KOLEKSİYONU VE GÜN IŞIĞINA ÇIKAN DİLLERE DESTAN BODRUM SEYAHATİ GÖRÜNTÜLERİ :
Elllerine emeğine sağlık Murat cım.
Tüsiad başkanını yalağa atılırken görmek Monseigneur President ‘ı ne heyecanlandırırdı kimbilir.
İnanırmısınız bir müddet o günlere geri döndüm ve kendi kendime çok hayıflandım.Ulan benim bir kedim bile yok , bir albümüm bile yok. Ne bok yedim ben o koca sekiz yıl boyunca hiç mi biriktirmedim ulan anılarımı. O zaman pek anlamıyordum herhalde bu resimlerin her birinin ileride ağzımın suları akarak , hüzünlenerek, bakacağım birer anı olacağını, çok tatlı birer hatıra olacağını.
Harika resimler , harika enstantaneler yakalanmış.